Tyanalı Apollonius Belki İsa Gibi Yaşamıştı, Belki de İsa’nın Ta Kendisiydi
Hristiyanlık inancının temel unsurları Anadolu’dan dünyaya yayılmış olabilir. Bu durumu Aytunç Altındal Hristiyanların inandığı şekliyle Hz. İsa’nın aslında hiç var olmamış olabileceğini iddia ettiği kitabında detaylı olarak açıklıyor. Buna göre hristiyanlığın ilk 200 yılında İsa figürü ile hiç karşılaşılmadığını; aslolan öğretinin ise Vaftizci Yahya üzerinden dünyaya yayıldığını anlatıyor. Bu gün inanılan İsa figürünün ise “Tyanalı Apollonius” olabileceğini ifade ediyor. Tyanalı Apollonius yaşadığı dönemde öylesine benimsenmiş ki; öğretisi hristiyanlık öğretisi ile birbirine karışmış, Tyanalı’nın (Niğde Kemerhisar’lının) mucizeleri İsa’ya uyarlanmıştır.
Niğde’nin bağrında Kemerhisar’da öğretisini yaymış olan bu delikanlıya yakından bakalım..
Apollonius’un peygambervari yolculuğu hindistan'daki bilgeleri ziyaretiyle başlar, roma'ya gelişi ve imparator nero'nun tiranlığını deneyimlemesiyle son bulur. Halkında yazılan biyografi kitaplarında; apollonios'un etiyopya'yı ziyareti ve orada "çıplak adamlarla" (gymnosofistler) buluşması anlatılır, daha sonra roma'da zalim imparator domitianus tarafından tehlikeli bulunup yargılandığı, hapse atıldığı ve orada yaptığı konuşmalarla ve kendisine atfedilen mucizelerle serbest bırakıldığı üzerinde durulur.
philostratos'un metninin önümüze koyduğu apollonios, bazen pythagorasçı ruh ve dünya öğretisinin savunucusu bir filozoftur. nitekim etrafındaki kişilerle yaptığı konuşmalar aktarılırken, tıpkı pythagoras gibi bir üstat olarak sunulur. apollonios'un pythagoras'ı daimon yani tanrı ile insan arasında özel bir tanrısal varlık olarak gördüğünü anlıyoruz. benim metinden edindiğim izlenim, onun kendisini de yeryüzündeki daimonlar sınıfına ait gördüğüdür.
mesajının adresi sadece roma, etiyopya veya hindistan'da karşılaştığı kişiler değil, tüm insanlıkmış gibi görünüyor. bu açıdan bakıldığında kinik ve stoacı kosmopolitanizm idealinin de savunucusudur, yurdunu tüm dünya olarak belirler, tüm insanlığı kardeşler birliği olarak görür, bunu da herkesin tanrı'yla akraba olduğu fikrine dayandırır.
diğer roma imparatorlarıyla olan diyalogları iktidar temsillerinden çekinmediğini, hatta kendisini onları tarih önünde yargılayabilecek kadar onlardan üstün gördüğünü ortaya koyuyor. imparator vespasianus'a yazdığı bir mektupta onu yunanlara tanınan birtakım hakları kısıtlamasından ötürü eleştirir ve nero'nun tanıdığı hakları iptal etmekle, hatta atina'yı yakan persia'nın kralı kserkses'e öykünmekle suçlar. sophokles'in kral oidipous'undaki teiresias oidipous'a "senin için değil, tanrı apollon için yaşıyorum" der, tyanalı apollonios da imparator domitianus karşısındaki konumunu bu mottoyu örnek alarak belirlemiş, tek farkla, apollon yerine bilgeliği koymuş. bu, onun hiçbir imparatora ve yeryüzü yasasına tabi olmadığını ifade ediş biçimidir, o sadece bilgelik aracılığıyla kavradığı, tüm evrene hükmeden tanrısal iradeye tabidir.
https://eksisozluk.com/entry/107314733
(En son düzenleme: 12-10-2024, 16:06 radyosessiz.)
Hristiyanlık inancının temel unsurları Anadolu’dan dünyaya yayılmış olabilir. Bu durumu Aytunç Altındal Hristiyanların inandığı şekliyle Hz. İsa’nın aslında hiç var olmamış olabileceğini iddia ettiği kitabında detaylı olarak açıklıyor. Buna göre hristiyanlığın ilk 200 yılında İsa figürü ile hiç karşılaşılmadığını; aslolan öğretinin ise Vaftizci Yahya üzerinden dünyaya yayıldığını anlatıyor. Bu gün inanılan İsa figürünün ise “Tyanalı Apollonius” olabileceğini ifade ediyor. Tyanalı Apollonius yaşadığı dönemde öylesine benimsenmiş ki; öğretisi hristiyanlık öğretisi ile birbirine karışmış, Tyanalı’nın (Niğde Kemerhisar’lının) mucizeleri İsa’ya uyarlanmıştır.
Niğde’nin bağrında Kemerhisar’da öğretisini yaymış olan bu delikanlıya yakından bakalım..
Apollonius’un peygambervari yolculuğu hindistan'daki bilgeleri ziyaretiyle başlar, roma'ya gelişi ve imparator nero'nun tiranlığını deneyimlemesiyle son bulur. Halkında yazılan biyografi kitaplarında; apollonios'un etiyopya'yı ziyareti ve orada "çıplak adamlarla" (gymnosofistler) buluşması anlatılır, daha sonra roma'da zalim imparator domitianus tarafından tehlikeli bulunup yargılandığı, hapse atıldığı ve orada yaptığı konuşmalarla ve kendisine atfedilen mucizelerle serbest bırakıldığı üzerinde durulur.
philostratos'un metninin önümüze koyduğu apollonios, bazen pythagorasçı ruh ve dünya öğretisinin savunucusu bir filozoftur. nitekim etrafındaki kişilerle yaptığı konuşmalar aktarılırken, tıpkı pythagoras gibi bir üstat olarak sunulur. apollonios'un pythagoras'ı daimon yani tanrı ile insan arasında özel bir tanrısal varlık olarak gördüğünü anlıyoruz. benim metinden edindiğim izlenim, onun kendisini de yeryüzündeki daimonlar sınıfına ait gördüğüdür.
mesajının adresi sadece roma, etiyopya veya hindistan'da karşılaştığı kişiler değil, tüm insanlıkmış gibi görünüyor. bu açıdan bakıldığında kinik ve stoacı kosmopolitanizm idealinin de savunucusudur, yurdunu tüm dünya olarak belirler, tüm insanlığı kardeşler birliği olarak görür, bunu da herkesin tanrı'yla akraba olduğu fikrine dayandırır.
diğer roma imparatorlarıyla olan diyalogları iktidar temsillerinden çekinmediğini, hatta kendisini onları tarih önünde yargılayabilecek kadar onlardan üstün gördüğünü ortaya koyuyor. imparator vespasianus'a yazdığı bir mektupta onu yunanlara tanınan birtakım hakları kısıtlamasından ötürü eleştirir ve nero'nun tanıdığı hakları iptal etmekle, hatta atina'yı yakan persia'nın kralı kserkses'e öykünmekle suçlar. sophokles'in kral oidipous'undaki teiresias oidipous'a "senin için değil, tanrı apollon için yaşıyorum" der, tyanalı apollonios da imparator domitianus karşısındaki konumunu bu mottoyu örnek alarak belirlemiş, tek farkla, apollon yerine bilgeliği koymuş. bu, onun hiçbir imparatora ve yeryüzü yasasına tabi olmadığını ifade ediş biçimidir, o sadece bilgelik aracılığıyla kavradığı, tüm evrene hükmeden tanrısal iradeye tabidir.
https://eksisozluk.com/entry/107314733